İlk kez Hipokrat tarafından ortaya atılan ve o dönemden bugüne neredeyse hiç değişmeyen dört mizaç anlayışı, Waldorf pedagojisinin kurucusu Ruldolf Steiner tarafından da benimsendi. Steiner, dört mizacın asla saf halleriyle tezahür etmediğine, her insanın tek bir temel mizacı olsa da diğer üç mizacın da değişen derecelerde araya karıştığına inanıyordu. Hatta Steiner yetişkinliğe doğru ilerlerken kendi mizaçlarımızı dengelememiz gerektiğini iddia etti.

İlkokul çağındaki çocukların baskın mizacına dikkat etmek, onların bakımıyla ilginen yetişkinlerin çocukları anlamalarını kolaylaştırmanın bir yolu olarak görülüyor. Steiner şöyle diyor: “Çocuklarla tanıştığımızda çok kısa zamanda farklı yaradılışları olduğunu görürüz. Onlara sınıfta, hatta bazen çok büyük sınıflarda, eğitim verme zorunluluğumuza rağmen farklı yaradılışlarını dikkate almalıyız.” Steiner, her çocuğu tek bir kalıba sokmamak gerektiği konusunda ilham veren bir eğitimciydi.

Bugün Steiner’in fikirleri ebeveynlere ve öğretmenlere çeşitli faydalar sağlayabilir. Örneğin plegmatik bir çocuğa rutinler uygulamak, hem çocuğun hem de ebeveynin geçiş sorunları yaşamalarını ortadan kaldırabilir. Çocuğunuzun baskın mizacını anladığınızda, olaylara yaklaşımınızın başarı şansı daha yüksek olabilir. Ayrıca çocuğunuzu motive etme konusunda zorluklar yaşıyorsanız, Rudolf Steiner’in mizaçlarına bakmak yeni bir yaklaşım geliştirmenize yardımcı olabilir.

Steiner çocuklarda genellikle Hipokrat tarafından adlandırılan dört mizaçtan birinin baskın olduğunu ileri sürdü. Bazı ebeveynler ise Waldorf pedagojisinin çocuğu bir bütün olarak ve her çocuğu bir birey olarak ele aldığı halde her çocuğu tek bir mizaç kategorisine sokarak nasıl genelleyebildiğini sorguladı. Çocuklar bundan daha karmaşık değiller miydi?

Evet, elbette çocuklar bundan çok daha karmaşık. Ancak, gözlem yoluyla her çocuğun baskın mizacını bulmak, öğretmenlerin hem bireysel olarak çocukla, hem de grupla çalışmasını kolaylaştırıyor. Çoğu çocukta mizaçlardan sadece biri baskın olsa da, bir çoğu ikinci bir mizaca daha güçlü bir eğilim gösteriyor. Birkaçında ise net bir baskınlık gözlenmiyor. Ayrıca ilkokulun ilk yıllarında, erken çocukluk döneminin kendi “sanguinik” mizacını hala görmeye devam edebiliyoruz ve bu da çocuğun bireysel mizacını maskeleyebiliyor. Çocukları tek bir tanıma uydurmaya çalışmak yerine öğretmenler çocuğu gözlemlerken ve çocuğun nasıl biri olduğuna, onunla çalışmanın en iyi yolun hangisi olduğuna karar vermeye çalışırken bütün olasılıkları dikkate alıyorlar.

İşte, özellikle altı ila on yaşlar arasındaki çocukların doğasını anlamamız için bize ilginç bir araç sunan dört mizaçla ilgili kısa bilgiler:

 

Plegmatik Çocuklar
Plegmatik çocuklar duyularıyla yaşarlar. Bu, yaşamın ilk yıllarının mizacıdır aynı zamanda. Bebeklerin doğasını araştırırsanız, plegmatik doğanın oldukça iyi bir resmini görebilirsiniz. Bu mizaçtaki çocuklar güvenliğe, düzene ve rahatlığa değer verir. Metodik ve güvenilirlerdir. Zengin duyusal deneyimlerden keyif alırlar ve hafızaları iyidir. Genellikle yumuşak, biraz yuvarlak görünümlüdürler ve tenleri genellikle sıcak ve nemlidir. Elementleri sudur ve su içeren faaliyetlerden zevk alırlar.

Sanguinik Çocuklar
Sanguinik çocuklar tıpkı güneş ışıkları gibi bulundukları mekanlara ışık getirirler. Bu, erken çocukluk dönemi mizacı olarak da görülür. Eğer bir yuvayı ziyaret eder ve çocukların bir arkadaştan diğerine, bir faaliyetten diğerine tıpkı çiçekten çiçeğe geçen bir kelebek gibi hızla ve kolayca geçtiğini görürseniz, sanguinik çocuğun doğasına dair bir duygu yakalayabilirsiniz. Sanguinik çocuklar herkesi tanımak, her şeyi bilmek ve yapmak isterler ve bunun sonucunda dikkatleri kolayca dağılır ve kolay unutabilirler. Çeşitlilikten ve spontanlıktan zevk alırlar. Genellikle zayıf görünümlülerdir ve sıklıkla parmak uçlarında koşarlar. Elementleri havadır. Yaptıkları her şeyde gökkuşağının tüm renklerini görebilirsiniz.

Kolerik Çocuklar
Kolerik çocuklar enerjik, heyecanlı ve genellikle dürtüsel çocuklardır. Bu, ergenlikte rastladığımız türde bir enerjidir. Çok çalışmayı severler, özellikle kolayca tanımlanabilen bir sonuç dahil olmak üzere yapılacak işin parametreleri açıkça tanımladığında. Bu çocuklar yaptıkları her şeye kendilerini tamamen verirler. Kısa sürede çok şey başarırlar ancak süresiz bir zaman dilimi içine yayılan faaliyetleri sürdürmekte zorlanırlar. Elementleri ateştir. Kolerik çocuklar genellikle sağlam yapıdadır. Sağlam ve amaca yönelik adımları sayesinde bir çift ayakkabıyı rekor bir hızda giyebilirler. Çabuk sinirlenirler ama aynı zamanda çabuk gülerler ve genellikle duyguyu tam olarak neyin tetiklediğini hatırlayamazlar.

Melankolik Çocuklar

Melankolik çocuklar birer düşünür ve planlayıcılardır. Sorumluluklarını ciddiye alırlar. Bu, yetişkinliğin mizacıdır. Melankolik çocuklar genellikle sadık arkadaş ve dikkatli çalışanlar olurlar. Tüm canlıları derinden önemserler ve zarar görmüş, kırılmış her şeyi tamir etmeye, iyileştirmeye eğilimlidirler. Sanguinik çocuklardan farklı olarak melankolik çocuklar genellikle ince ve solgun görünürler. Melankolikler yere sağlam basar ve hatta ayaklarını biraz sürürler. Elleri dokunduğunuzda genellikle soğuktur. Melankolik çocuklar sıklıkla bakım vermeye ve yetiştirmeye yönelik mesleklere güçlü bir ilgi duyarlar ve başkalarının yararı için hiç yorulmadan çalışabilirler. Elementleri topraktır ve genelde toprak bakımını tatmin edici bulurlar. Ciddiyet eğilimleri sayesinde çoğunlukla güçlü ve güvenilir bir hafızaya sahip olurlar ve liderlik yeteneği sergilerler.


Kaynak: http://waldorfparents.blogspot.com.tr/2010/09/children-and-four-temperaments-what.html

 

– DİĞER YAZILARIMIZ –