Yaşadığımız durum sebebiyle endişeli günler geçiriyoruz. Evde kalmanın önem arz ettiği bu süreçte, anne babalar olarak anlık gelişme takibi yapmak adına sıklıkla sosyal medya, televizyon gibi kaynaklardan bilgi edinmeye çalışırken korku, endişe, kaygı duygularını hissetmeniz çok olası ve normal. Bilinmezlik ve kontrol kaybı sebebiyle yaşanan stres biz yetişkinleri etkilerken çocuklarımız da bunu hissediyor olacaktır. Her zaman vurguladığımız gibi, çocuklar ebeveynlerinin duyguları nasıl yaşadığını gözlemler ve kendi duygu ifadelerini de buna göre düzenler. Bu dönemde hissedilen belli düzeydeki kaygı ve korku duyguları tehlikeye karşı bedenimizi ve zihnimizi harekete geçirip gerekli önlemleri almamızı sağlar ancak aşırı düzeyde yaşadığımız duygular hem harekete geçmemizi engeller hem de çocuklarımız tarafından da gözlemlenir ve aynı şiddetle yaşanır. Unutmayalım ki çocuklarımız bizi her an izliyor ve taklit ediyor ve kaygı durumlarında anne babalarının bu durumla nasıl başa çıktığını gözlemliyor. Bu sebeple siz anne babaların bu süreçte hem kendiniz hem de çocuklar için dikkat etmeniz gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz;

-Çocuklarınıza iyi gelen tutum ve davranışları gerçekleştirebilmeniz için öncelikle sizlerin iyi hissetmeniz çok önemli. Bu nedenle sosyal ilişkilerinizi sosyal platformlardan da olsa canlı tutmaya çalışın. Gün içerisinde kendinize kısa da olsa soluk alma anları yaratın. Bu anlarda size iyi gelen şeyleri yapmaya çalışın. Bu sayede psikolojik olarak daha sağlam ve dayanıklı olacaksınız, direnciniz artmış olacak ve çocuklarınız da bu iyi olma halini hissedecektir.

-Sosyal medya ve televizyon ekranlarından Covid-19 virüsü salgınına dair yapılan haberlere çok fazla maruz kalmamaya çalışın. Kaygı ve korku duygularınızın çok fazla arttığını hissettiğiniz anlarda lütfen bu ekranlardan uzaklaşıp günlük hayatınıza dönün. Haber kaynaklarını belli bir zaman aralığında kontrol edin. Doğru ve güvenilir kaynaklardan yeterli düzeyde bilgi edinmeye dikkat edin.

-Özellikle çocuklarınızın yanında yaptığınız konuşmalara, izlediklerinize ve dinlediklerinize lütfen çok dikkat edin. Unutmayın ki çocuklar sizi her zaman görür, duyar ve anlar.

-Çocuklarınızın uyku, yemek/iştah ve tuvalet alışkanlıklarında ve düzeninde belirgin değişimler olup olmadığını takip edin. Çocuklar kaygı ve endişelerini ifade edemediklerinde belirli davranış farklılıkları gösterebilirler. Bu farklılıkları anlayabileceğimiz en doğru alanlar ise oyun, uyku, yemek ve tuvalet düzenidir. Bu gibi alanlarda farklılıklar hissettiğinizde endişeye kapılmadan çocuğunuzun duygularını ve ihtiyaçlarını anlamaya  çalışın.

-Çocuklara okulun neden kapalı olduğunu, neden dışarıya çıkamadığını anlatırken kullandığınız dile ve bu sırada çocuğunuza yansıttığınız duygulara dikkat edin. Aksi taktirde çocuklar fazlasıyla korkup endişelenebilir. Çocuklara bu süreci “Bazı günler karnın ağrıyor, halsiz hissediyorsun, öksürüp hapşırıyorsun ya işte şimdi de okullar bu gibi hastalıklardan korunmamız için bir süre tatil oldu ve biz de o yüzden mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmıyoruz.”gibi bir açıklama yapabilirsiniz.

-Bu gibi bir açıklama bu yaş çocukları için yeterli olacaktır. Ancak eğer çocuğunuz size daha fazlasını sorar ise sorduğu kadar ve sorduğu zaman cevap vermeye özen gösterin. Sorduğu soruları geçiştirmeden özenle dinleyin ancak çocuğun yaşına ve gelişimsel dönemine uygun  korkutucu olmayan, net yanıtlar vermeye dikkat edin. Örneğin çocuğunuz “Virüsten nasıl korunacağım?’’gibi bir soru sorarsa lütfen uzun ve bilimsel bilgilerle dolu bir cevap vermeyin. “Ellerini benim gösterdiğim gibi yıkayarak ve sağlıklı yemekler yiyerek virüsten korunabilirsin”gibi bir cevap çocuklar için gayet yeterli ve güvenilir olacaktır. Çocuklara bilimsel bilgi içeren açıklamaları asla yapmayın. Unutmayın ki bu bilgiler biz yetişkinler için var. Bu bilgileri edinip gerekli önemleri almak çocukların değil biz yetişkinlerin sorumluluğudur.

-Çocuğunuz sizinle kaygılarını paylaşırsa ya da siz onun kaygılı olduğunu hissederseniz ona nasıl hissettiğini, nelere ihtiyaç duyduğunu sorabilir, duygularıyla ilgili bir resim yapmasını isteyebilir ya da çocuğunuzun kurup, yönetip, sizi yönlendireceği bir oyun ortamı yaratıp bu duygularını ifade etmesini sağlayabilirsiniz. Bu sayede siz çocuğunuzun korku, kaygı, öfke gibi duygularını onaylamış ve normalize etmiş olurken ona da güvenlik duygusunu hissetmesini sağlar ve baş etme yöntemleri geliştirebilmesi için alan açmış olursunuz.

-Özellikle okul öncesi dönemde çocukların dünyanın güvenli bir yer olduğuna dair güvene ve inanca ihtiyacı vardır. Çocuklar bu güven ve inancı ancak ve ancak yetişkinlerin tutum, davranış ve söylemleriyle edinebilirler. Lütfen çocuklarla ve kendi aranızdaki iletişimlerinizde davranışlarınıza ve söylediklerinize çok dikkat edin.

  

 Yeni bir rutin oluşturabilmek…

      Alışkın olduğumuz rutinimizin dışında bir günlük akış içindeyiz. Yetişkinler gibi çocuklar da her gün yapmaya alışkın oldukları şeylerden uzak kaldılar ve hayatlarına daha sık el yıkamak, sosyal mesafelenme, arkadaşlarını ve aile büyüklerini ziyaret edememek gibi yeni alışkanlıklar girdi. Rutinler ve ritimlerin çocuklar için güvenlik anlamına geldiğini çok iyi biliyoruz ancak bu dönemde bu rutin ve ritimlerimizde aksamalar olduğunu inkar edemeyiz. Çocuklarımızın belirsizlik ve endişe dolu bu dönemde öngörülebilirlik duygusuna çok ihtiyaçları var. Günlük yaşamlarınızda, gerekli önlemleri de göz ardı etmeden oluşturacağımız yeni ritim, rutin ve ritüeller öngörülebilirlik duygusunu arttıracaktır. Bu duygu sayesinde çocuklar kendilerini güvenli bir ortamda hissedeceklerdir. Oluşturacağınız yeni rutinlerde hem sizlere ilham ve destek olmak adına hem de çocuklarımızın yuvadaki alışkın oldukları rutin ve ritimleri sizlere hatırlatmak amacıyla bazı önerilerde bulunmak isteriz;

  • Bizler MOMO’da güne her sabah “Günaydın”şarkımızla başlarız. Siz de evde sabahları çocuğunuzla birlike bu şarkımızı söyleyebilirsiniz:

                        “Günaydın güneş,

                        Günaydın toprak,

                        Günaydın akan su,

                        Ve toprak kokusu.

                        Sana da günaydın, bana da günaydın

                        Oyun dolu güne her şeye günaydın.”

  •  Biz yuva çocuklarımızla ıslak üstüne ıslak boya yaparken “Bay Fırça”yı hiç unutmayız o da çocukları resim yaparken mutlaka eşlik eder. Siz de çocuklarınızla sulu boya yaparken kullandığınız fırçaların adına “Bay Fırça” diyebilirsiniz. Tüm MOMO çocuklarının tanıdığı “Bay Fırça”nın onları çok özlediğini ve çocuklarla boya yapmaya geldiğini ve boyalara gitmeden önce mutlaka ayaklarını yıkması (fırçayı suya batırmak) gerektiğini söylenebilirsiniz.  “Bay Fırça”yı anımsamak çocuklara iyi gelecektir.
  • Sizin meşguliyet halinizi gözlemlemek çocukların da bunu taklit etmesine yardımcı olur. Sizi gerçek bir işe meşgul gördüklerinde onlar da ya kendilerine bir gerçek iş bulurlar ya da oyuna dalarlar. Tüm Momo çocukları yuvada yetişkinleri örgü örmek, oyuncak tamir etmek, dikiş dikmek, temizlik yapmak, oyuncak üretmek, yemek hazırlamak gibi gerçek işler yaparken görmeye alışkındır. Sizler de kumaş ve keçe parçalarından basit kostümler (pelerin, taç gibi) dikebilir ya da çocukların oyunlarında çeşitli şekillerde kullanmaktan büyük keyif aldıkları “rulo”lardan örebilirsiniz. Bu rulolar yaklaşık bir parmak genişliğinde ve dilediğiniz uzunlukta olabilir. Çocuklar alışkın oldukları oyuncakların hem yapım aşamasını görmekten hem de onlarla oynamaktan keyif alacaklardır. Emin olun bu işler sizin de iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
  • Çocuklar MOMO’da her günün adını değil o günün ne günü olduğunu bilirler, o gün hangi işle meşgul olacaklarını bilirler. Bu bilinirlik onlara güven sağlar ve tüm günü rahat geçirmelerine yardımcı olur. Siz de evde bu gibi haftalık ritimler oluşturabilirsiniz. MOMO’nun haftalık ritmi şu şekildedir:

                        Pazartesi; ıslak boya günü

                        Salı; ekmek günü

                        Çarşamba; resim günü

                        Perşembe; el işi günü(mandala, taş boyama vs.)

                        Cuma; kurabiye günü.

  • Masalların şifasına ve çocukları gelişimsel süreçlerinde desteklediğine hep inandık. Bu nedenle bizler çocuklarımıza her gün, sonu güzel biten, yaşlarına uygun masallar anlatırız. Siz de günün belli bir zamanında mum yakıp, güzel bir örtü serip estetik bir ortam hazırlayarak sonu güzel biten, çocuklara bu süreçte umut veren masallar anlatabilirsiniz. Yemek, masal anlatımı gibi anlarda yanan mumu görmeye alışkın olan tüm MOMO çocuklarına bu ritüel çok iyi gelecektir. Ayrıca mumu da diledikleri gibi sadece kendileri söndürebileceklerdir J
  • Sanat malzemeleri ile iç içe olmak çocuklara hep iyi gelmiştir. Çocuklara yaşlarına uygun sulu boya, pastel boya, kuru boya, keçeli kalem, renkli kağıtlar, mukavva, yapıştırıcı, silikon, bant, zımba gibi malzemeler sunabilirsiniz. Yere büyük kağıtlar serip ailecek birlikte resim yapabilirsiniz, yaptığınız resimlerden hikayeler üretebilirsiniz.
  • Altın Damla” zamanları tüm MOMO çocukları için heyecanla bekledikleri bir an olmuştur. Mevsime uygun, doğal bir yağı (lavanta, aynısefa vb.) çocukların avuçlarına ve bazen de burunlarına dokundururuz. Siz de bu gibi yağlarla çocuklarınızın ellerine masaj yapabilirsiniz. Her gün ellerine ve burunlarına düşen bu “Altın Damla”nın tanıdık kokusunu duymak onlara iyi gelecektir.
  • Çocuklarımızla sabah çemberini yapıp “Günaydın” şarkımızı söyledikten sonra “Bugün kim yok?”diye birlikte düşünürüz ve o gün çemberimizde olamayanları hatırlarız. Çocuklar hasta olup gelemeyen arkadaşları için pencereyi açıp öpücük gönderirler. Bu öpücüklerin arkadaşlarının yanağına konduğundan ve onların iyileşmesi için yardımcı olacağından emindirler JSiz de “arkadaşlarına, öğretmenlerine öpücük gönderebilirsin” diyerek bu ritüeli onlara anımsatıp kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olabilirsiniz. 

                                                     

 Çocukların yapabilecekleri gerçek işler listesi:

  • Sabun rendelemek
  • Rendelenen sabundan sıvı sabun ya da dolap kokusu hazırlamak
  • İplere boncuk dizerek kolye ve bileklik yapmak
  • Keçelere keçe iğnesi ile şekil vermek
  • Bulaşık yıkamak
  • Temizlik yapmak, toz almak
  • Çiçekleri sulamak, kurumuş yapraklarını ayıklamak
  • Ara öğün hazırlamak (havuçları soymak, doğramak vb.)
  • Dolap düzenlemek
  • Çamaşırları asmak, katlamak.
  • Ütü yapmaya yardım etmek
  • Yemek yapımına yardım etmek
  • Sökülen kumaşları dikmek
  • Oyuncakları sirkeli su ile temizlemek
  • Ahşap oyuncakları zeytinyağı ile cilalamak
  • Ahşap oyuncakları zımparalamak, vidalamak, çakmak vs.
  • Bulaşık yıkamak, durulamak
  • Ekmek yapımı

Çocuklarla oynayabileceğiniz oyunlar…

  • Mendil kapmaca
  • Körebe
  • Kurt Baba: “Ormanda gezer iken kurt babaya rastlamışken kurt baba kurt baba ne yapıyorsun?
  • Yağ satarım bal satarım
  • Tilki tilki saatin kaç?
  • Deve-cüce, gece-gündüz
  • İp atlama
  • Minderlerden, masalardan atlayıp tırmanabilecekleri parkurlar yaratmak
  • Saklambaç
  • “Baş parmağım baş parmağım nerdesin, burdayım” parmak oyunu
  • Kostümler ve örtülerle yaratılan oyunlar
  • Aç kapıyı bezirgan başı

Örnek bir günlük ritim ve gün akışı…

Çocuklar “nefes al-nefes ver” ritminde bir gün geçirdiklerinde kendilerini daha iyi hissederler. Bu ritim, bir çocukların aktif olduğu bir yetişkinlerin aktif olduğu şeklinde açıklanabilir. Bu sayede çocuklar hem aktif kalarak hem de durup daha sakin şeylerle ilgilenerek kendi iç ritimlerini oluştururlar. Ruhen ve fiziksel olarak dengede olmayı deneyimlerler. Günlük akışınızı bu açıdan gözden geçirebilirsiniz. Sizlere örnek olması için MOMO’daki bir günün akışından esinlenip örnek bir akış oluşturduk, aşağıda görebilirsiniz.

Tüm bu “rutin oluşturma, gerçek iş ve oyun” önerilerinin amacı çocuklara evde geçirecekleri zamanlarında, belirsizlik ve endişe dolu bu günlerde bir çerçeve oluşturmak ve onların güven duygularını tazelemek içindir. Her ailenin bu önerileri kendi yapabilirlikleri doğrultusunda gözden geçirmeleri gerekir. Anne baba olarak kendinize gerçekçi hedefler koymanız çok önemlidir. Çocukların birşeyleri kaçırmalarından ya da birşeylerden eksik kalmalarından endişelenerek tüm zamanı planlamak ve aktivitelerle doldurmak, her şeyi kontrol altına almaya çalışmak hem size hem de çocuklara iyi gelmeyecektir. Ayrıca unutmamalıyız ki çocukların boş zamanlara ve sıkılmaya da ihtiyacı vardır. Bu sebeple amacımızın sizlere ilham ve destek olmak olduğunu bir kere hatırlatmak isteriz. MOMO’da oyun dolu günlerin bir an önce gelmesi, çocuklarımız ve sizlerle sağlıklı günlerde bir an önce kavuşabilmek dileği ile.

                                               Günlük Ritim Örneği…

  • Sabah günaydın çemberiyle ve şarkısıyla güne başlama (hep birlikte)
  • Kahvaltı
  • Serbest oyun
  • Ekmek yapımı/ sulu boya/kurabiye yapımı vb. gerçek işler
  • Öğlen yemeğine hazırlık (masa kurmaya yardım)
  • Öğlen yemeği- Bittikten sonra birlikte toplanma
  • Öğlen uykusu ya da sessizce, birlikte dinlenme (bu dinlendirici bir müzik/şarkı eşliğinde veya kitap okuyarak, birlikte resimlerine bakarak olabilir, altın damla dediğimiz uçucu yağ, kremlerle masaj yapma olabilir.)
  • Serbest oyun (ebeveyn eşliğinde olabilir)
  • Evde gerçek iş yapımı (akşam için salata hazırlama, meyve kesme, çamaşır katlama)
  • Sanat çalışması veya ahşap işleri
  • Masal zamanı (ebeveynin anlattığı bir masal)
  • Akşam yemeği- Bittikten sonra birlikte toplanma
  • Uyku zamanı

Momo Anaokulu

Uzman Psikolog Püren Kurtşan

 

– DİĞER YAZILARIMIZ –